Bahçeli: Alevi de bizim, Kürt de bizimdir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 18 Temmuz 2025 tarihinde basına kapalı yapılan Merkez Yönetim Kurulu-Merkez Disiplin Kurulu Ortak Toplantısı kapsamında değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, 'Alevi de bizim, Kürt de bizimdir. Cami de bizim, Cemevi de bizimdir. Biz hep birlikte Türk milletiyiz. Biriz, beraberiz, kardeşiz, çok büyük bir aileyiz' dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin her soruna kalıcı ve köklü teklifleri olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi’nin ülkemizi doğrudan veya dolaylı şekilde meşgul eden her soruna güçlü fikri müktesebatı ve müessir siyasi mücadelesiyle kalıcı ve köklü teklifleri vardır, kaldı ki doğal ve doğru olanı da budur” ifadelerini kullandı.
Türk milliyetçiliğinin bağımsızlık ve kimlik güvencesi olduğunu belirten Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi’nin her türlü ayrımcılığa, bölücülüğe, etnik ve mezhep temelli bölünmeye bilaistisna karşı olduğu herkesçe bilinen, hatta maşeri vicdanda kemikleşmiş siyasi tutumudur” dedi.
Milli birlik ve kardeşliğin pekişmesi mümkün ve muhakkaktır
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milli birlik ve kardeşliğin pekişmesi açısından önemine dikkat çekerek, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin siyasi ve hukuki imkanları, ihata ettiği kuramsal ve kurumsal ilkeleriyle milli birlik ve kardeşliğin pekişmesi mümkün ve muhakkaktır” açıklamasında bulundu.
Partilerinin önüne dikilen ağaçlardan esinlenilerek oluşturulan sembollere de değinen Bahçeli, “Köknar ağacı yürütme, mavi ladin ağacı yasama, sedir ağacı bağımsız yargı sedir olarak simgeleştirilmiştir. Bunun da yanında en tepede Cumhurbaşkanı, aşağıdaki iki köşesinde de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabileceği siyasi bir önerme olarak gündeme gelmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir
Bahçeli, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birinin Alevi, diğerinin Kürt olabileceği yönündeki değerlendirmeyi hatırlatarak, “Türkiye’mizi yoran, yıpratan, enerjisini çalan, fahiş mahiyetli sosyal ve ekonomik maliyetlere neden olan etnik ve mezhep temelli dayatmalara karşı Terörsüz Türkiye’nin adım adım ilerlediği bir dönemde, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir” dedi.
Bu önerinin Lübnan’la ilişkilendirilmesini eleştiren Bahçeli, “Bu fikri ve siyasi teklifi Lübnan’la ilişkilendirmek bir defa çarpıtma ve samimi bir düşünceyi kasten saptırmadır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu belirterek, “Kökeni, mezhebi, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes hukukun karşısında bir ve eşittir. Aynı zamanda Türk milletinin şerefli mensuplarıdır” dedi.
Dedikodu markası ve her ipte cambazlık yapan gazeteci
Basına kapalı toplantıdaki sözlerinin sızdırılmasına da değinen Bahçeli, “Basına kapalı toplantıdaki sözlerimin malum sözde bir gazeteciye sızdırılması, o dedikodu markası ve her ipte cambazlık yapan gazetecinin de mal bulmuş mağribi gibi gündeme taşıması zamanlama itibariyle manidardır. Ve notlarımız arasındadır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli konuşmasını, “Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’yi etnik ve mezhep temelli depreme maruz kalmasına müsaade etmeyecektir. Alevi de bizim, Kürt de bizimdir. Cami de bizim, Cemevi de bizimdir. Biz hep birlikte Türk milletiyiz. Biriz, beraberiz, kardeşiz, çok büyük bir aileyiz. Herkes bizse, biz de kardeşsek dürüst ve sorumlu hareket etmemiz milli namusumuzun gereğidir” sözleriyle tamamladı.
Bakmadan Geçme





