- Haberler
- Siyaset
- Bahçeli: Ankara ile Şam'ın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz hale geleceği herkesçe bilinmelidir
Bahçeli: Ankara ile Şam'ın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz hale geleceği herkesçe bilinmelidir
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye'nin kuzeydoğusundaki gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, SDG/YPG'nin Suriye yönetimiyle 10 Mart tarihinde imzaladığı mutabakat zaptına uyulmaması halinde Türkiye ile Şam'ın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz olacağını belirtti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli yazılı açıklamasında, Cumhur İttifakı’nın milli ve manevi değerlerin, ahlaki, tarihi ve milli sorumluluğun izinde olduğunu dile getirerek,
"Türkiye’mizin temel sorun alanlarına kararlılıkla müdahale edilmektedir. Yıllara sari kronik ve kumanda edilen sorunların böyle gelse de böyle gitmeyeceği, daha doğrusu gidemeyeceği artık gün gibi meydandadır. Yeni dünyanın Türk yorumu Türkiye Yüzyılı olarak formüle edilmiştir. Devrin Türk milletinin devri olduğu netleşmiştir. Bu devir aynısıyla barış devri, kardeşlik devri, istikrar ve huzur devri olarak sivrilecektir. Kökeni, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan bütün kardeşlerimiz eşit, hakkaniyetli ve onurlu bir beraberliğin, aynı şekilde muhabbet ve mehabetle bezenmiş kucaklaşma hissiyatının ikamesi ve inkarı asla düşünülmeyecek beşeri cevheri olmuşlardır. Türk ile Kürt arasındaki sarsılamaz, sorgulanamaz, sulandırılamaz birliğe ve bütünlüğe gölge düşürmeye, leke sürmeye, nifak saçmaya teşebbüs ve tevessül edenlerin tezgahı bozulmuştur. Milli irade muazzam bir destek ve sahiplenmeyle ‘Terörsüz Türkiye’nin arkasında yerini ve tartışmaya kapalı pozisyonunu almıştır. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ çalışmalarına devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
“SDG/YPG bu çağrıdan muaf ve istisna değildir”
PKK terör örgütünün kongresini toplayarak fesih işlemini tamamlamasının, bir grup PKK terör örgütü üyesinin de 11 Temmuz’da silahlarını yakması temkinli iyimserliği güçlendirdiğini aktaran Bahçeli,
"O günden bugüne bir durgunluğun, bir ayak sürümenin, zamana karşı oynamanın, ısrarla top çevirmenin kimi hallerde telaşı kimi hallerde de kurnazlığı gözlerden kaçmamıştır. Lağvedilen PKK terör örgüne mensup terörist unsurlarının kademe kademe SDG/YPG’ye katılıp katılmadığı henüz tam berraklaşmayan bir muamma olarak önümüzdedir. 27 Şubat tarihinde PKK’nın kurucu önderi tarafından yapılan 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısı bölücü terör örgütünün bütün bileşenleri için bağlayıcı mahiyettedir. SDG/YPG bu çağrıdan muaf ve istisna değildir. Bölücü terör örgütü türevlerinin bütünüyle önderleri nezdinde sadakat ve samimiyet testinden geçtiği, Siyonist alçaklığın mı yoksa İmralı’nın mı belirleyeceği olacağı yakında iyice anlaşılacaktır. PKK’nın ve PKK’lı teröristlerin önderi konumundaki İmralı’ya SDG/YPG’nin aynısıyla bağlılık göstermesi, 27 Şubat açıklamasına uygun davranış ve tavır içinde bulunması herkesin çıkarına olduğu kadar terörsüz geleceğe ve bölgesel huzura da azami düzeyde katkı sağlayacaktır" dedi.
“Suriye için teklifi yapılan ‘Federasyonun bir tık altı’ beyanatları maskeli bölünme ve bölücülük önerisidir”
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın 10 Temmuz 2025 tarihinde, "Hepimizin uzlaşması ve şu sonuca varması gerekiyor: Tek millet, tek halk, tek ordu, tek Suriye" açıklamasından bir gün sonra, "SDG’ye bağımsız devlet kurma borcumuz yok. SDG dediğimiz YPG’dir. YPG, PKK’nın bir türevidir. Suriye şunu savunuyor; federal bir sistemle Suriye olamaz" değerlendirmelerini anımsatan Bahçeli,
"30 Ağustos tarihinde Barrack’ın, ‘PKK, Türkiye tarafından terör örgütü olarak tanımlanmıştır. ABD de PKK’yı yabancı bir terör örgütü ilan etmiştir. Ancak artık PKK ile ilişkili olmayan başka bir örgüt var, SDG ve YPG. Bunlar IŞİD karşıtı savaşta bizim müttefiklerimiz oldu. Onların kökeni PKK’ya dayanıyordu’ sözleri bir o kadar sakıncalı ve sakattır. Maalesef ABD-İsrail konsorsiyumu Suriye’de kanlı bir iç savaş ve ayrışmanın temelini günbegün kazmaktadır. Soykırımcı İsrail örtülü operasyonlarla, silahlı ve zora dayalı şekilde Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğüne alenen kastetmektedir. Bu durum sadece Suriye için değil Türkiye’yi de çok sıcak ve birebir ilgilendiren aşırı güvenlik tehdididir. Aynı zamanda 'Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge' hedeflerini bozma ve bitirme gayesiyle ilişkili mütecaviz hamlelerin sert adımlardır. Türkiye’nin Suriye politikası şeffaf ve açıktır. Bu ülkenin siyasi ve toprak bütünlüğüyle üniter yapısı vazgeçilmez politik tasavvur ve tercihimizdir. Suriye için teklifi yapılan ‘Federasyonun bir tık altı’ beyanatları maskeli bölünme ve bölücülük önerisidir. SDG/YPG’nin sürekli yeni dayatmalarla gündemi meşgul etmesi, özerklikten bağımsızlığa varıncaya kadar sıralı talep listelerini paylaşması, nitekim ABD-İsrail’in oyuncağına dönüşmesi vahim bir karmaşanın ön habercisidir" ifadelerine yer verdi.
“Ankara ile Şam’ın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz hale geleceği herkesçe bilinmelidir”
Türkiye’nin bölgede oldubittilere müsaade etmeyecek güç, caydırıcılık, kabiliyet ve yeteneğe sahip olduğunu vurgulayan Bahçeli,
"SDG/YPG’nin Suriye yönetimi ile 10 Mart tarihinde imzaladığı mutabakat zaptına riayet ve gereğini harfiyen yapması, aksi halde Ankara ile Şam’ın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz hale geleceği herkesçe bilinmelidir. Sözün yapamadığını yeri gelirse nice kahramanlık sahneleri başaracaktır. ‘Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge’ hedefi tarihin, kardeşlik hukukunun, kader ortaklığının, hiç kuşkusuz üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyanın diriliş ve toparlanış kararıdır. Bu kararı tahrip etmeye, temelinden dinamitlemeye kalkışanlar buna pişman edilecektir. Kürt kardeşlerim oynanan oyunun bilincindedir. Üstelik hiçbir Kürt kardeşim Siyonizm’in avucuna düşmeyecek, soykırımcıların telkin ve göz boyayan vahşi hesaplarına kurban verilmeyecektir. Suriye’de yaşayan Türkmenler, Kürtler, Araplar ve diğer unsurlar kardeşimizdir ve kurulan tuzaklar el birliğiyle kırılıp atılacaktır" dedi.
Bakmadan Geçme





